
3 ncü Gün 02 Eylül 2014 Hanlar Mevkii-Kalkım-Gündoğdu-Yenice-Torhasan Göleti:
Hanlar Mevkii,Kazdağları Kampı.
Edremit-Kalkım yolu üzerinde Kazdağları’ nın yamaçlarında Aşağı ve Yukarı Hanlar diye bilinen iki yayla mevcut,ikisi de bir birinden güzel, enfes yerler.
Kazdağlarının Yamaçlarında turumda Yukarı Hanlarda kalmıştık,40 gün geçmeden Aşağı Hanlarda kamp atmak nasip oldu.
Ne hikmetse her istediğim oluyor….
Aşağı hanlarda sabah halleri!!!!
Arka planda Hasan’ın mekanı ve çadır alanı.Hasan 5 yıldır her yaz buraya kamp atıyormuş,
Yazı burada geçiriyormuş.Akşam ve sabah bol bol muhabbet ettik,duyan evliya zanneder!!!!!!!Bir de arkadaki araba,sahibi sabah Hasan’a köyden çorba getirdi,kendisi zil zurnaydı,çadırına bir attı kendi pir attı,top atsan duymaz…
Dünya halleri işte!!!!!
Kamp alanımız…..
İyisi dostlar başına……Mis gibi yer,sessiz,dere kenarı,çeşme hemen yanı başında….Daha ne isteyeyim ki!!!!!
Çeşmede gece buz gibi suyla iyi bir de duş aldık ki,sormayın.
Günün yorgunluğundan eser kalmadı.
Bize niye baktınız ki!!!!!!
Arkada ki yazıya bakın!!!!!!!!
Aslanım yiğidim,ben seni çok severim.
Akşam akşam ödümü patlatmıştı,sabah görünce korkulacak bir şey olmadığını anladım.
Edremit’ten gelirken hemen kamp alanının tepe noktasında yayla evleri var, orada çeşme başında mola verdim serinliyorum, aynı zamanda Urim babayı bekliyorum.Çeşmede güzelce serinlerken arkamı dönüyorum bu arkadaş ile yüz yüze geliyorum…..Ani şoklamadan geçiyorum.Burun burunayız,olduğum yere çaktı beni arkadaş.Açıkçası bayağı tırstım bu arkadaştan.Köylülerin yardımı ile uzaklaştı yanımdan.
Ama sabah sahibi ile yanımıza gelince uysal olduğunu anlıyoruz.
Meğerse dost ve müttefikmiş!!!!!
Yine Yollardayız…..
Aşağı Hanlar mevkiinden ayrılıyoruz, Edremit-Kalkım yolunda yolculuğumuz devam ediyor,bu muhteşem güzellik içinde…..
Yol,manzara,görüntü muhteşem,neşeler yerinde..
Kim kimden saklanıyor!!!!
Kazdağlarında güneş ağaçların arkasında.
Yukarı Hanlardayız.
Kılavuz ben olunca ve daha önce buralardan geçtiğimden, yer göstermek bana düşüyor.
Şelale molasındayız…..Zaten buraya uğramadan geçen ayıp etmiş olur.
Şelale yoldan 50 metre içeride,inşallah burayı da kirletmezler.
Şimdilik doğal güzelliğini muhafaza ediyor.
Şelaleden ayrılıp,orman denizinde yol almaya devam ediyoruz.
Agonyadayız….
Yani Kalkım’dayız, Agon heykeli bizi bu yıl içerisinde ikinci defa Kalkım girişinde karşılıyor.
Agon: Ata binen sporcu.
Agonya: Truva’nın ünlü atlarının ve sporcularının bulunduğu yer.
Kalkım işte böyle bir yer.
Bereketli Kalkım ovası.
Domatesimizi ve biberimizi sağ olsun köylülerden tedarik ettik.
Para almadılar bizden,tarladan verilenden para alınmaz dediler.
Kalkım’ a girip küçük bir mola verip tekrar yola düşüyoruz.
İstikametimiz Hamdibey,Gündoğdu üzeri Yenice olacak.
Kayatepe köyü girişinde ilginç kesilmiş bir ağaç dikkatimizi çekiyor.
Yenice’ye de az kaldı.
Bulgur bu sefer oldu galiba!!!
Yenice yolunda Sametli köyünün ormanlık alanında,su kenarında öğlen molası.
Boşuna su kenarı,çeşme başı demedik.
Karnımız doydu,dinlendik,bir güzel de serinliyoruz,şimdi yola çıkma zamanı,önümüzde az bir rampa var.
Yukarılardan ova köylerine bir bakış.
Yenice ovasında Çakır köyü,yukarıdan çok güzel gözüküyor.
Yenice’ye aşağı doğru sarkıldığımız da bizi yine Gazi Çeşmesi karşılıyor.Yine diyorum,40 gün önce buradan geçmiştim.
Atam burada su içmiş,ben de içmeliyim.
Anlamlı bir çeşme…
Ben de suyundan kana kana içiyorum.Azalmış biraz ama yine de idare eder.
Kahve zamanı.
Bu güzel,anlam yüklü çeşme de güzel bir kahve molası verelim.Kahveyi sabırsızlıkla bekliyorum,Urim Babada sabırla kahveyi yapıyor. Missss gibi de koktu.
Kahve molasından sonra Yenice’ye hareket ettik.
Düzlük ve güzel bir yoldayız.
Bize hello diyorlar!!!!!!Önüne gelen bunu söylüyor ya….
Belki bunlarda söylüyordur!!!!!
Tarlalardan bereket fışkırıyor,Yenice Türkiye’nin biber ambarı,
biber tarlaları peş peşe sıralanıyor.
Geriden geleni beklerken biraz oyalanıyorum.
Bagajı sürtmeye başladı çünkü,başına bir şey gelmesin!!!!
Urim ağırdan alıyor,o da manzaranın büyüsüne kaptırmış kendini,
bol bol fotoğraf çekmiş.Zaten acelemiz de yok, sindire sindire gezelim.
Hep işler rayında gidecek değil ya…….
Yenice içinde fazla oyalanmadık,kumanya takviyesi yaptık,havayı biraz kokladık,sanayinin yolunu tuttuk.
Ön bagajın sürten yerini yaptırdık,yola çıktık. Daha Yenice dışına çıkmadan arkamdan bir ıslık ve Şafak seslenmesi,durup arkaya bakıyorum,Urim ayakta, Kuz yerde nalları havaya dikmiş vaziyette yatıyor.
Ön bagaj yerinden çıkmış,bağlayıp tekrar kaynakçının yolunu tutuyoruz.Sağlam bir şekilde yaptırıyoruz,artık bize sorun çıkarmaz.
Sonra kamp yapmayı planladığımız Torhasan Göletinin yolunu tutuyoruz.
Torhasan Göleti kenarında çeşme başında kampımızı kuruyoruz.
Bu gün çok güzel bir rotada yol almanın kritiğini yaparak yorgunluğumuzu atıyoruz.
3 ncü Gün 02 Eylül 2014 Hanlar Mevkii-Kalkım-Gündoğdu-Yenice-Torhasan Göleti:61 Km
.
|
4 ncü gün 03 Eylül 2014 Torhasan Göleti-Çan-Umurbey-Lapseki-Gelibolu:
Torhasan Baraj Göletinden merhaba.
Yenice’den Çanakkale istikametine giderken,5 nci kilometrede sol tarafta 2 adet baraj göleti var.
Yola yakın olan ve görünen Torhasan Göleti,daha içeride olan Yenice Göleti.
Torhasan Göletinde çeşme olduğu için biz burayı tercih ettik,tercihimizin çok iyi olduğunu sabah daha iyi anladık.
Çevremizde nöbet tutan köpeğimiz bile vardı,her şeye havladı,arada bir sağa sola koşturdu,domuzlar gelince de gözden kayboldu.
Şimdi kahvaltı zamanı….
Göl manzarasına karşı kahvaltımızı keyifle yapıyoruz.
Köpek yine çıktı ortaya,biraz besledik onu ama arsızlık yaptı,yarım tabaka peyniri kaşla göz arasında hiç etti….
İsteseydi verirdik!!!!!Nöbetine karşılıkmış….
Göle son bir defa selam çakıp,yola çıkıyoruz,aheste aheste hareket ediyoruz.
Geçen yıl buradan geçtiğim de suyu şu ankinden çok fazlaydı.
İstikametimiz Çan yönü olacak.
Yenice-Çan yolunda keyifle yol alırken ortamın tadını da çıkarmayı ihmal etmiyoruz.Çiçekler ve biber tarlaları arasında yolculuğumuz devam ediyor.
Ana yoldan giderken,yanda paralel olarak uzanan eski yolu farkediyoruz,o yola girilmez mi? deyip giriyor ve bu yolda bir süre yol alıyoruz.
Yolun güzelliği karşısında ne yapacağımızı şaşırıyoruz.
Bizim turda lay lay lom oldu!!!!!!!
Hava serin,yol güzel,neşeler yerinde daha ne olsun.
Çan yol ayrımındayız.
Biz Çan’a gireceğiz,elimle göstereyim de Urim kaybolmasın!!!!!!
Hava iyice bulutlanmaya başladı,500 metre geride benzinlik var,tam önüne geldiğimiz de sağanak yağmura yakalandık,benzin istasyonuna zor sığındık,kısa sürdü bizde yola çıktık hemen.
Çan’da durmuyoruz,Kocayayla köyü yoluna giriyoruz.
Çan’dan Kocayayla yoluna girdikten sonra yağmur hafif çiselemeye başladı.
Çan’da çok sayıda seramik fabrikası var,onların yanından geçerek bu yola çıktık ve tepe noktasına ulaşınca bir resmedelim dedik.
Hava ne kadar güzel görünüyor değil mi?
Bu fotoğraftan 30 saniye sonrası,sırılsıklam olduk.
Her şey Kocayayla rampasına tırmanmaya başladığımızda oldu,yağmur birden bire başladı hem de sağanak bir şekilde,Kocayayla köyüne sırılsıklam geldik.
Yarım saatlik yağmur yetti bize.
Kocayayla köyünde biraz mola verdik,sıcak çaylarımızı yudumladık.
Dondurma köy yakınlarına kadar geliyoruz,
güzel bir çeşme ve karnımız da çok acıkmış vaziyette.Yemeğimizi yerken,
aynı zaman da ıslanan çamaşırlar kurumaya bırakıyoruz.
Havuz başından Dondurma köyüne bir bakış.
Bayağı yukarılara çıktığımızdan şimdi iniş zamanı,son hız iniyoruz,rampaları.
Yalan değil Hakikaten Dondurma!!!!!
Dondurma köyünden 5 km sonra mandıradan sola dönerek
yönümüzü Umurbey tarafına çeviriyoruz.
Bir iş kazası!!!!!!!
Balcılar köyünü geçtikten sonra lastik patlağı.Olacak o kadar,alışığız biz bunlara.
Bu gün havanın bir çok sürprizi ile karşılaşıyoruz,
Hava yine kapandı,yağmur bize ulaşır mı bilemiyorum.Biz yine de tedbirimizi aldık.
Umurbey istikametine son hız gidiyoruz,yağmura fazla yakalanmıyoruz ama bizden önce buralara çok yağdığı belli.
Yollar ıslak,bu gün yağmur ile köşe kapmaca oynuyoruz.
Muhteşem bir manzara.
Umurbey yolu.
Buralarda bende ön bagaj sıkıntısı yaşıyorum ama çabuk hallediyoruz.
Plastik yada diğer adı ile çırt çırt kelepçe her derde deva!!!!!!
Hacıgelen köyü civarında güzel bir kaya manzarası.
Köy girişinde su başında yine suyumuzu kaynatıp,bu sefer nescafemizi yapıyoruz.
Umurbey’e girmek üzereyiz,hava karardığı için bu gün son fotoğrafım.
Umurbey’e varınca bir şeyler atıştırıyoruz. Buradan Lapseki’ye ve oradan gemi ile Gelibolu’ya geçeceğiz.
Geçe kaldığımız için mahalle arkadaşım Selim YILMAZ’ ı arıyorum,misafirim var kamp atacak yer bul bize diyorum,sağ olsun kırmıyor beni,Urim için yer ayarlıyor.Benim için sorun yok ben Gelibolu’da evde kalacağım.
Not:Daha bitmedi Yazının devamında Gelibolu’ yu tanıtacağım.
Haritaların altına bakın.
4 ncü gün 03 Eylül 2014 Torhasan Göleti-Çan-Umurbey-Lapseki-Gelibolu:100 KM
ı
|
Discussion about this post