Fırtına sabaha kadar durmadı,bazen beni uykumdan uyandırdı hele kozalakların düşmeleri daha da uyandırıcıydı.Toroslardan kopup gelen fırtınanın sesi ile uyudum, 12 saatlik yolculuğun ve üzerine 72 km’lik bir turun yorgunluğu ile uykumu fırtına bile fazla bölemedi.Tren istasyonuna yakın olmam bile beni hiç rahatsız etmedi,fırtınanın sesi onların sesini bastırdığından etkilenmedim desem yerinde olur.Bu kadar fırtına muhabbeti yeter sanırım,dün Kapıkaya Kanyonu, Varda Köprüsü günün en önemli aşamalarıydı,bu gün ise meydan okuma var!!!!!! Neye mi? ben de bilmiyorum,hele bir rotaya girelim görürsünüz.Araştırmalarıma göre yüklü bisiklet ile girilmeyen (2013 yılı hariç),yaya olarak dağcıların bazen aksiyon olsun diye tercih ettiği Çakıt (Belemedik) Vadisine gireceğim.Tehlikeli olacağını tahmin ediyorum ama ne kadar tehlikeli, yaşayıp göreceğim.Ben Çakıt Vadisine girmek için hazırım.
2 nci Gün 07 Mayıs 2022 Hacıkırı-Kuşçular Belemedik Vadisi-Çakıtsuyu-Pozantı-Kamışlı:
Hacıkırı Sabahı.
Sabah çok erken kalktım,bu fırtınalı havada çay demleyip te uzun uzun kahvaltı faslı ile uğraşmak istemedim.Ekmeğin arasına az peynir koyup meyve suyu destekli kahvaltı yaptım.Neden ise bugün canım öyle istedi, herhalde bu isteksizliğimi fırtına ateşledi.
Çadırımı kurduğum yerden Kapıkaya Kanyonu bu şekilde görünüyordu,dün yanından geçtiğim Kapıkaya Kanyonu’na bulunduğum yerden selam verip,hadi ben gidiyorum dedim.Kapıkaya Kanyonu’nun ardı Çukurova.
Hacıkırı’ndan Kuşçular’a.
Hacıkırı köy içinden itibaren fırtınayı karşıdan alarak tırmanmaya başladım.Yol bazı yerlerde iyi, bazı yerlerde ise oynak taşlar yüzünden zor anlar yaşadım.Bir ara küçük tepe noktasına ulaştığımda asfaltı görünce benim Karatay adeta çoştu,hızlandı ama çoşkusu kısa sürdü,yine taşlık yollarda mücadele başladı.
Hacıkırı Adana iline bağlı,hemen 7 km üzerindeki Kuşçular ise Mersin iline bağlı.Hacıkırı’ndan çıktıktan 3 km sonra Mersin il sınırlarına giriş yaptım ve Kuşçular bölgesindeyim.
Kuşçular- Çakıt (Belemedik) Vadi Yolu.
Kuşçular 1000 rakıma sahip, buraya kadar yol eh fena sayılmaz ama Kuşçular’dan sonra vadiye doğru kat ettiğim yol bir felaket,zemin kayalık,iniş ve oynak taşlar tehlike arz ediyor. İniş olmasına rağmen çoğu yerde bisikleti elde taşımak zorunda kaldım.Kuş gözlem evinin bulunduğu Çakıt Vadisinin üst tarafına kadar bu şekilde geldim,yani daha 3 km yol alabilmişim.Çakıt (Belemedik) Vadisi, Kuşçular-Belemedik arası toplamda 15 km, bu zorlu bir 15 km olacağa benziyor, bakalım öyle mi?.Allah bana kolaylıklar versin.
Dikkat Heyelanlar Başlıyor!!!!!!
Artık Çakıtsuyu’nun oluşturduğu Çakıt (Belemedik)Vadisi’ndeyim aşağısı Çakıtsuyu, bayağı da uçurum buraları ve heyelanlar başladı, bu iyiye alamet değil. Almanların tren yolu yapılırken kayaları oyarak açtığı servis yolunda yol almaktayım.Yol kayalara,dağa paralel, solum yukarı doğru dik yar, sağım ise dik uçurum yani aşağısı Çakıtsuyu.Ve vadideki fırtına anafor gibi.Bunların daha başlangıç olduğunu nereden bilebilirim?????
Çakıtsuyu Çayı.
Eh zamanı gelmişken ve Çakıt (Belemedik) Vadisi’ndeyken önce Çakıtsuyu’nu sonrada Çakıt Vadisini bir hatırlayalım derim.Çünkü asıl aksiyon ve korku dolu anlar bu saatten sonra başlıyor.Aşağıda yaklaşık 150 metrede Çakıtsuyu ip gibi Seyhan Barajına doğru yol alırken sesi bana kadar geliyor.
Çakıtsuyu Çayı:Niğde doğusundaki dağlardan inen seller ve Bolkar dağlarının kuzeydoğu kenarından akan Ulukışla suyu ve kollarının (Maden deresi, Horoz deresi) katışmasıyla meydana gelir.Pozantı suyu adıyla Bolkar ve Aladağ kütleleri arasındaki oluğa girer (Ecemiş koridoru) ve bu oluğa kuzey ve güneyden karışan kolları alır. Pozantı önünde yer değiştirerek Aladağlar arasındaki ünlü boğaza girer (Çakıt boğazı); demiryolu bu boğazın bir kenarını tüneller ve köprülerle takip eder. Boğazın en derin kesiminde, doğal bir köprü altından geçer (Yerköprü).Adana’nın kuzeybatısında kireçtaşı içinde oyulmuş büyük bir ağızdan ovaya çıkan Çakıt suyu, Gürgün çayı ile birlikte, baraj gölü içinde Seyhan’a karışır.
Çakıt (Belemedik) Vadisi.
Manzaralar güzel değil mi? Evet bence de çok güzel…..Bu güzel anları en iyi şekilde değerlendirmek gerek deyip,küçük bir alanda bulunan su pompası kenarında durup az yediğim kahvaltının acısını burada bu manzara eşliğinde çıkardım.Evet sıra geldi Çakıt (Belemedik) Vadisi’ ni anlatmaya, yoksa anlatmaya fırsatım kalmayacak!!!!!
Çakıtsuyu’ na uçacağım.
Çakıt Vadisi:Belemedik Vadisi olarak da bilinen vadi aslında Seyhan Nehri’nin önemli bir kolu olan Çakıt Çayı’nın Bolkar Dağları arasında akarken oluşturduğu vadidir. Buraya ulaşırken Pozantı’dan güneye yöneldiğinizde Çakıt Çayı ve demiryolu ile birlikte ilerlersiniz. Yer yer sarp kayalar ve uçurumlar arasından akan çay boyunca çınar ağaçları mevsime göre yeşil ve sarı enstantaneler sunmaktadır.Belemedik Vadisi üzerinde önemli bir nokta Alman Pınarı olarak bilinen, bir mağaranın içinden berrak ve buz gibi suyun çıktığı yerdir.Çakıt Vadisi’nde 1900 yılına dek Karapınar adlı küçük bir yerleşim bulunmaktayken birden burası dev bir şantiyeye dönüşür. Almanlar da Torosları aşmak için en uygun yer olarak burayı görmüştür. Çakıt Çayı, milyonlarca yıl dağları aşındırarak kolaylaştırmıştır işlerini ne de olsa.Avrupalıların gerisinde kalan Osmanlı Devleti onları yakalamak adına çok büyük bir proje olan Bağdat Demiryolu için Almanya ile anlaşmıştır. İnşaat aşamasında Haydarpaşa’dan Konya Ereğli’ye kadar çok hızlı ilerleyen Almanlar Toroslar engelinde uzun yıllar duracak ve kilometrelerce uzunlukta tüneller, günümüzde bile insanı etkileyen Varda Köprüsü gibi eserler inşa edeceklerdir.Çakıt Vadisinde şu an demir yoluna paralel kullanılan yol Almanlar tarafından kayalar oyularak yapılmış servis yoludur.Kaynak:www.adanabaska.com
Aşağı doğru inişi devam ederken vadinin güzellikleri de göz kamaştırıcı boyutta,onlardan iki tanesini burada paylaşmak istedim.
Nasıl bir yerde yol alıyorum ben!!!!! Görsel olarak muhteşem ama ortam olarak aynı şeyi söyleyemeyeceğim.Bu alana gelinceye kadar irili ufaklı heyelan bölgelerinden geçtim. Nedense buraya gelince, bu elle,kazma kürek kullanılarak, kayalar oyularak yapılan ve aşağı yukarı 10 metre uzunluğundaki tünele gelince içime bir rahatlama geldi.Belki de bu tünelin beni heyelanlardan korur düşüncesi hakim oldu.
Güzel yer ama değil mi?
Çakıt Vadisi tanıtım yazımda da belirtmiştim.”İnşaat aşamasında Haydarpaşa’dan Konya Ereğli’ye kadar çok hızlı ilerleyen Almanlar Toroslar engelinde uzun yıllar duracak ve kilometrelerce uzunlukta tüneller, günümüzde bile insanı etkileyen Varda köprüsü gibi eserler inşa edeceklerdir.Çakıt Vadisinde şu an demir yoluna paralel kullanılan yol Almanlar tarafından kayalar oyularak yapılmış servis yoludur”.
Sözün Bittiği An!!!!
Bu alana gelinceye kadar 3 defa kayaların Çakıtsuyu’da uçuşuna tanıklık ettim, hele 1 tanesi tam gözümün önünde öyle bir gümbürtü ile kopup Çakıtsuyu’na uçtu ki,mümkün değil söz ile anlatamam.İşte o an içime korku girdi.Daha olayın üzerinden 5 dakika geçmeden yolu tamamen kapatan bir heyelan (1 nci resim) üzerinden korka korka ve çekinerek, kaymadan dikkatlice geçtim.100 metre kadar gitmiştim ki, (2 nci Resim) bir heyelan ve önümde koskoca kayalar yolu kapamış.Kayalar ile uçurum arası 60 cm var yada yok, mesafe 2-2,5 metre aralığı ve uçurumun derinliği 100 metre civarı yani aşağısı Çakıtsuyu.Geniş çaplı bir muhasebe yaptım, geri dönüş imkansız ve riskli,ileri gidişte aynı.Kararımı verdim o aralıktan geçeceğim.Ölçtüm,tarttım,o aralıktan tek bir şekilde, bisikletim yüküyle ve ben,sırtımı kayaya sürte sürte lastiğimin uçurum kenarında 4 parmak mesafede tutarak,2,5 metreyi santim santim,yan adımlarımla 10-15 dakikada almışımdır her halde!!!!! Ama o geçiş anında kendimi nasıl kontrol ettim, nasıl soğuk kanlılığımı muhafaza ettim ise geçtikten hemen sonra bisikleti yere fırlattım ve kendimde yere çöktüm.Nefeslendim,kendime iyice gelmek için 10-15 dakika orada bekledim,derin nefes alıp vererek kendimi toparlamaya çalıştım.Kolay değil o sırada kaya bir oynasa gümmmm!!!!! Çakıtsuyu…. Yüzümü iyice yıkadım,kendime geldim.İnşallah yoluma başka tehlikeler çıkmaz deyip,devam kararımı uyguladım.
Şimdi biraz konuyu toparlayayım,daha doğrusu olaydan çıkalım,stres dolu bir yol burası,bu iki büyük heyelandan sonra birkaç tane daha vardı,küçük çaplıları saymıyorum bile!!!! Bu atmosferde ben biraz Belemedik ve Belemedik Tabiat Parkından bahsedeyim çünkü oraya geldim ve artık tekrar Adana il sınırlarındayım.
Belemedik: Adana’nın Pozantı İlçesinde, Çakıt Çayı boyunca yeşil doğası, yaban hayatı, demiryolu ve tünelleri, Alman kalıntıları ile dikkat çeken etkileyici bir turistik değerdir. Çakıt ırmağıyla, sonbaharda sarının en güzelini sunan dev çınarlarıyla ve onlara inat hep yeşil kalan çam ağaçlarıyla, ahşap ve taş binalarıyla çok şey vadeder ziyaretçilere Belemedik.
Belemedik Tabiat Parkı:Tescilli Tabiat Parkı olarak ilan edilen Belemedik, yaban hayatı yönünden oldukça zengindir. Belemedik’te yabankeçisi, yabandomuzu ve yırtıcı kuşlar gözlemlenebilir. Ayrıca dağlarda bu hayvanların yanı sıra çakal, kurt, tilki, porsuk, vaşak, kirpi, kokarca, yarasa gibi hayvanlara ve şahin, kartal, doğan, akbaba, karga ve delice gibi kuşlara rastlamak mümkündür.Bitki örtüsü açısından da olukça zengin olan bu alanda çam türlerinin yanı sıra özellikle Çakıt Çayı boyunca çınar ağaçları ve otsu bitkiler ile mantar türleri görülebilmektedir. Belemedik ’in en merkezi yerinde bulunan anıt çınar ise asırlara meydan okumaktadır.Kaynak:www.adanabaska.com
Çok Önemli!!!!
Burası Çakıt (Belemedik) Vadi girişinin Belemedik tarafı, başlangıç noktası ve bilgilendirme tabelası.Lütfen dikkat!!!!! Bu tabelayı fotoğraflayıp ve çok güzellikler göreceğim deyip yola çıkanlar,Çakıt’ın derinliklerine girenler, hatta çoluk çocuk yola revan olanlar maalesef önüme çıktıklarında perişan vaziyetteydiler. Hatta bazıları, 20 km uzaklıktaki Hacıkırı’na, Varda Köprüsüne kadar keyifle yürüyebileceklerini sanıyorlardı!!!! Durum tabii ki, öyle değil, uyarımı dikkate alanlar heyelan bölgesine girmeden geri döndü,uyarılarımı dikkate almayanları bilmiyorum.Ama Belemedik Tabiat Parkı’na bu yönlendirme tabelasını dikenler,heyelan uyarısı yapmak zorundalar ve bazı bölümlere girişi kapatmalılar,bence en uygunu bu.
Dünyanın en tehlikeli yollarını,ölüm virajlarını unutun derim, onlar Çakıt Vadisi yanında zemzem suyu ile yıkanmış,masum birer yol kalır.
Derebaşı Virajlarını, Ovit Dağı’nı geçtim,en ufak bir heyelanda yolu kapatan ve uyarı levhaları koyan yetkililer Çakıt Vadisi için niye bunu yapmazlar anlamakta zorlanmaktayım.Asıl, en büyük tehlike Çakıt Vadisi’nde ve üstelik bu vadiye kimse girip kontrol etmiyor. Kaybolsan, kaybolduğunla kalacaksın.
Çok Önemli Not:Ben bu bölgeye, Çakıt Vadisi’ne girdim ama burasını kimseye tavsiye etmiyorum.Giren her şeyi göze almalı,yaya yada bisikletli fark etmez,Çakıt Vadisi tehlike saçıyor, benden söylemesi.
Pozantı.
22 km’si tırmanış,iniş ağırlıklı Çakıt Vadisi yolculuğun 32 nci Km’sinde Pozantı ilçesine vardım.Sabah 07:00 gibi çıktığım macera 16:00 gibi Pozantı’da sonlandı.32 km’yi 9 saatte almışım vay beeeeee, ne gündü ama. Pozantı’da, heyecanın ve gerilimin üzerine kendimi biraz yumuşatmak ve ödüllendirmek için pide siparişi vererek stres attım,karnımı doyurdum.
Pozantı: Adana iline bağlı rakımı 780 olan bir ilçedir. Tarihi boyunca Pozantı’ya çeşitli milletler tarafından değişik isimler verilmiştir. Pozantı’nın ilk çağlarda adı Pendonsis veya Pendosis idi. Araplar El Bedendum demişler, Türkler de Bozantı ismini vermişlerdir. Adana’nın en güzel ilçelerinden biridir. Tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapan ilçe, tarihi İpek Yolu’nun rotaları arasındadır. Özellikle doğa turizmi açısından oldukça popüler olan ilçede mutlaka görülmesi gereken doğal güzellikler bulunmaktadır. Özellikle yaz sezonunun açılması ile birlikte ilçenin nüfusu iki kat artmaktadır. Niğde ve Mersin’e komşu olduğundan dolayı buralardan pek çok turist ilçeye gelmektedir.
Pozantı-Kamışlı Arası Ve Kamışlı Kampı.
Pozantı ziyafetinden sonra Çamardı sapağına kadar belli belirsiz tırmandım.Ancak sapaktan itibaren hatırı sayılır bir tırmanış ile beraber bir ara etkisini kaybeden fırtına ile şiddetli yağmurda başladı.Hele Fındıklı civarı iyice bıktırdı.Amacım bugün Kamışlı’ya kadar yol almak,zaten yol boyu çökeceğim bir yer olmadığından Kamışlı’ya kadar devam ettim.Saat 19:30 gibi Kamışlı’ya vardığımda yağmurda dinmişti.İlk etapta Kamışlı çıkışında halı sahanın yanındaki kapalı alanda çadırımı kurayım dedim ama beni burası pek sarmadı!!!! Halı saha kenarında küçük bir kapalı alan ama bir köşesinde bir kaç tabut üst üste,hemen yanında cenaze yıkama aracı, seyyar morg, tam karşıda mezarlık.Arkadaş bu kadar dar alana ne çok şey sığdırmış bu adamlar!!!!!Hemen voltayı çektim oradan,bu atmosferde gece geçmez dedim ve Kamışlı içindeki ilkokulun bahçesine postu serdim.Kilit taş olan bahçe beni hem yağmurdan, hem de çamurdan koruyacak, üstelik bina rüzgarı da kesiyor.Yemek işini Pozantı’da hallettiğimden,çadırı yerleştirme,rüzgarlı alana ıslak kıyafetleri ser kurut derken bayağı dışarıda oyalandım.Oyalandımsa, banklarda oturup, radyomu dinleyip,ufak tefek çerezleme yaptım.Gece saat 22:00 sıraları ise yağmur kendini gösterdi,bazen şiddeti ile bazen sulu kar olarak…. Ne kadar yağdı hatırlamıyorum çünkü o sulu karın hışırtısı içinde derin bir uykuya dalmışım.Gün büyük bir macera ile geçti, yarın bir süre Adana sonra ise Niğde sınırlarında yol alarak Toroslardan Egeye Turuma devam edeceğim.
2 nci Gün 07 Mayıs 2022 Hacıkırı-Kuşçular Belemedik Vadisi-Çakıtsuyu-Pozantı-Kamışlı:55 km
TOROSLARDAN EGEYE 06-19 MAYIS 2022 (2. Gün Hacıkırı-Kuşçular- Çakıt Vadisi-Çakıtsuyu-Belemedik-Pozantı-Kamışlı)
Discussion about this post